1. (a) çalkalamak, silkelemek, sarsmak, (b) sinirlendirmek, âsabını bozmak, (c) (manen/bedenen) sarsmak,
    (d) baştanbaşa değiştirmek, yeniden düzenlemek, büyük değişiklikler yapmak.
    The new chairman will shake up the company. (e)
    k.d. uyandırmak, gözünü açmak, gayrete getirmek.
personele yeni görev dağıtmak Fiil
yeniden düzenleme, yeni personel atama, bir kurumu baştanbaşa yeniden örgütlendirme.
a government
shake-up = shakeup with 5 ministers losing their jobs.
İsim
geçici önlem, idareimaslahat. İsim
gecekondu, acele yapılan bina. İsim
birinin aklını başına getirmek, gözünü açmak.
That will give him a bit of a shake-up = shakeup:
Bu onun aklını başına getirir.
! Çabuk ol! Acele et! Tez oluver! Oyalanma!
örgütte personel yer değişimi gerektiren yeniden örgütlenme
yeniden düzenleme, yeni personel atama, bir kurumu baştanbaşa yeniden örgütlendirme.
a government
shake-up = shakeup with 5 ministers losing their jobs.
İsim
geçici önlem, idareimaslahat. İsim
gecekondu, acele yapılan bina. İsim